Pursaklar Bayan Masör-Masör Bayan Esra

Pursaklar Bayan Masör-Masör Bayan Esra

Pursaklar Bayan Masör-Masör Bayan Esra Ne var ki pornografi kültürü yerleşmişti ve hiçbir şey onu yok edemezdi. Şayet Aretino’nun kitaplarını İtalya’da basmak riskliyse, daha serbet olan İngiliz ve Alman yayıncılar bu işi seve seve yapacaklardı. ABD’de Yasaklama devri’nde [*5] içkiye ulaşmak ne kadar kolaysa o dönemde pornografik materyale ulaşmak da o kadar kolaydı. 16. Yüzyılın sonucunda Venedik’teki Piazza San Marco’da erotik resimler ünlü sosyete orospularının seks resimleriyle beraber alenen satılıyordu.

Kilise, yasaklı kitaplar sıralaması ve Aretino’s Postures kitabına hücumlarıyla beraber, pornografinin yayılmasını önleme yarışında da derhal atağa geçse de etkisi uzun sürmeyecekti. Fransa’daki Sorbonne Üniversitesi teologları, sivil yetkililerin matbu eserlerde seksi dizginlemeye başladığı 1618’e kadar sıkıdüzen işini yürüttüler. Hayal kırıklığına uğrayan profesörler onaylanmamış din kitaplarını kınamaktan öteye geçemediler. Bu güç mücadelesindeki en önemli aşfakat, Parisli bir matbaacının 1622’de bastığı değersiz bir manzum kitabı devletin yargılaması oldu.

Pursaklar Bayan Masör-Masör Bayan Esra

Pursaklar Bayan Masör-Masör Bayan Esra Théophile de Viau’nun yazdığı Le Parnasse des poètes satyriques adlı kitapta ÅŸu sone yer alıyordu: Phyllis tout est f…, je meurs de la vérole, Elle exerce sur moi sa dernière rigueur: Mon v… baisse la tête et n’a point de vigueur, Un ulcère puant a gâté ma parole. J’ai sué trente jours, j’ai vomi de la colle; Jamais de si grands maux n’eurent tant de longueur: L’esprit le plus constant fût mort à ma langueur, Et mon affliction n’a rien qui la console. Mes amis plus secrets ne m’osent approcher; Moi-même, en cet état, je ne m’ose toucher. Phyllis, le mal me vient de vous avoir f…! Mon Dieu! Je me repens d’avoir si mal vécu, Et si votre courroux à ce coup ne me tue, Je fais voeu désormais de ne f… Qu’en cul! (Pyhliss, her ÅŸey b…N; frengiden ölüyorum, Tüm gücüyle bana atakyor.

Boynu büküldü s.., ve güçten düştü iÄŸrenç bir ülser konuÅŸmamı bozdu. Otuz gün terledim, bulamaç kustum; Hiç bu kadar acı çekmemiÅŸtim; En dayanıklı insan bile bu ağırlığı kaldıramaz, Ve derdimin geçeceÄŸi yok. En samimi arkadaÅŸlarım bile yanıma gelmiyor; Hatta bu haldeyken kendime dokunmaya cesaret edemiyorum. Phyllis, hastalığı seni s… Kaptım! Tanrım, çok kötü bir hayat sürdüğüm için piÅŸmanım, Ve eÄŸer senin öfken bu sefer beni öldürmezse, Bundan böyle bir tek götten s… Yemin ediyorum!) O zamanlar tam sözcük yerine tek harf veya eksilti kullanmak genellikle insanoÄŸluı hukukla problem yaÅŸamaktan kurtarıyordu. Åžiirde açıkça dile getirilen tek uzuv, cul (göt) sonunda ÅŸair Viau’nun saygınlıkını kaybettirecek yasal iÅŸlemleri baÅŸlattı. Paris parlementosu tutuklanması için bir emir çıkardı.