Pursaklar Evde Masaj Hizmeti Ebru
Pursaklar Evde Masaj
Pursaklar Evde Masaj “Canavarı gebert! Gırtlağını kes! Kanını dök!”
Kabile dans etmekteydi. Bu kayadan duvarın gerisinde bir
yerlerde, karanlık bir halka vardı, parlayan bir ateş vardı, et
vardı. Kabile keyifle yiyor, güven içinde olmanın tadını
çıkarıyordu herhalde.
Daha yakından gelen bir gürültüyle, Ralph titredi. Vahşiler,
Kaya Kale’nin ta tepesine tırmanıyorlardı; onların seslerini
duyabiliyordu. Usulcacık birkaç yarda ilerledi; kayanın
üstündeki biçimin değiştiğini, yetiştiğinü gördü. Bu şekilde
kımıldayan, böyle konuşan ancak iki çocuk vardı adada.
Ralph, başını kollarının üstüne dayadı; bir yaraya
katlanırcasına bu yeni gerçeğe katlandı: Eric’le Sam,
kabilenin bir parçasıydı bundan böyle. Ralph’a karşı Kaya
Kale’yi koruyorlardı. Onları kurtarmanın, adanın öteki
ucunda yasadışı bir kabile kurmanın yolu yoktu. Eric’le Sam,
ötekiler benzer biçimde vahşiydiler; Domuzcuk ölmüştü ve büyük
şeytanminaresi parçalanıp toz olmuştu.
Sonucunda nöbetçi aşağıya indi. Tepede kalan iki kişi,
kayanın karanlık bir uzantısından başka bir şey değildi.
Arkalarında bir yıldız belirdi; onlar birazcık kıpırdayınca, yıldızbir süre yok oldu.
Ralph, kayanın girintili çıkıntılı yüzeyini bir kör şeklinde
yoklayarak, yavaşça yan yan ilerledi. Sağında millerce uzanan
belli belirsiz sular vardı ve solunda huzursuz okyanus, bir
maden ocağı kuyusu kadar korkunçtu. Sular, her an ölüm
kayasının çevresinde soluyor; sonrasında bir tarlayı beyaz
çiçeklerle kaplarcasına yayılıyordu.
Ralph, kaleye girmek için kullanılan çıkıntıyı eliyle
buluncaya kadar, tutuna tutuna ilerledi. Nöbetçilerin tam
altındaydı; bir mızrak ucunun kayanın üstünden uzandığını
gördü.
Çok yavaşça seslendi:
“Eric’le Sam…”
Pursaklar Evde Masaj
Karşılık veren olmadı. Duyabilmeleri için, daha yüksek
sesle konuşmak zorundaydı. O süre da ateşin çevresinde
şölen yapan, gövdeleri çizgi çizgi boyalı o düşman yaratıklar,
durumun farkına varacaklardı. Ralph, dişini sıkıp tırmanmaya
başladı. Tutunabilecek yerleri ancak el yordamıyla
bulabiliyordu. Eskiden ucuna bir domuzun kafatasının takılı
olduğu sopa, rahat hareket etmesini engelliyordu, fakat
biricik tabancaından ayrılmak da istemiyordu. Yeniden
mevzuştuğu sırada, ikizlerle neredeyse aynı hizaya gelmişti.
“Eric’le Sam…”
Kayada biri bağırdı, telaş başladı. İkizler, birbirlerine
sarılmışlar, hızla anlaşılmaz sözler mırıldanıyorlardı.
“Benim, Ralph.”
İkizlerin, koşup herkesi ayaklandıracağından ödü koptuğu
için, başı ve omuzları kayanın üstüne dayanıncaya kadar
kendini yukarıya doğru çekti. Kollarının altında, ta aşağılarda,
kayanın çevresindeki suların ışıldayan çiçeklerini gördü:
“Benim, başkası değil, Ralph.”
İkizler öne doğru eğilip, gözlerini kısarak, Ralph’ın yüzüne
baktılar.
Son yorumlar