Pursaklar Mutlu Son
Pursaklar Mutlu Son
“Beni yaralıyorsun.” Miranda’nın gözleri kısıldı. “neden ÅŸimdi birden bana bu ÅŸekilde iyi davranmaya baÅŸladın?” “Öyle mi yapıyorum?” dedi Pursaklar Mutlu Son Turner mırıldanarak, Miranda neredeyse utancından ölecekti. “Ah, Miranda, ” diye sürdürdü Turner dataçlik taslayan bir iç çekiÅŸle. “kim bilir sana iyi hareket etmek hoÅŸuma gidiyor.” Pursaklar Mutlu Son “belki de hoÅŸuna gitmiyor.” “kim bilir gidiyor, ” dedi iÄŸneleyici bir dille. “kim bilir bunu bazen sen zorlaÅŸtırıyorsun.” “bir ihtimal, ” dedi Miranda aynı küstahlıkla.
“YaÄŸmur yaÄŸacak, gitmemiz gerekiyor.” Miranda’nın son sözü bir gök gürültüsünün içinde kaybolup gitti. “kim bilir sen haklısın, ” dedi Turner, semane doÄŸru yüzünü ekÅŸitip bakarken. “Eve mi daha yakınız yoksa av kulübesine mi?” “Av kulübesine.” “Öyleyse çabuk olalım. Korunun ortasında elektrik yüklü yaÄŸmur fırtınasına yakalanmak istemiyorum.” Miranda, bunun uygunluÄŸu mevzusunda kaygılarına karşın ona karşı çıkamadı ve avcı kulübesine doÄŸru daha hızlı adımlarla yürümeye baÅŸladı.
Pursaklar Mutlu Son
Fakat ilk yaÄŸmur damlaları düşmeye baÅŸladığında ancak on metre kadar yol almışlardı, ikinci on metrenin sonunda sanki gök delinmişçesine yaÄŸmaya baÅŸlamıştı. Pursaklar Mutlu Son Turner Miranda’nın elini kavradı ve koÅŸmaya baÅŸladı. Miranda tökezleyerek onun peÅŸinden koÅŸarken bir taraftan da koÅŸmalarının ne yarar getireceÄŸini düşünüyordu, aslına bakarsanız yaÄŸmur çoktan kıyafetlerinin içine iÅŸlemiÅŸti. Bir kaç dakika sonra kendilerini iki odalı av kulübesinin önünde buldular. Turner kapı kolunu tuttu ve çevirdi fakat kapı kımıldamadı.
“Kahretsin, ” diye söylendi. Miranda titreyen diÅŸlerinin arasından, “Kilitli mi?” diye sordu. Turner sertçe başını salladı. “Ne yapacağız?” Bunun üzerine Turner omzuyla kapıya yüklendi. Miranda dudaklarını ısırdı. Acımış olmalıydı. Genç kız pencerelerden birini açmayı denedi. Kilitliydi. Turner yine kapıya yüklendi. Miranda evin çevresini dolaÅŸtı bir baÅŸka pencereyi daha denedi. Küçük bir çabayla pencere yukarıya doÄŸru kaydı. Aynı anda Turner’ın kapı aralığından yuvarlanarak içeri daldığını duydu. Miranda kestirmeden pencereden sürünerek girmeyi düşündü ama sonra yakışanı meydana getirmeye karar vererek pencereyi aÅŸağıya indirdi. Turner kapıyı zorlayarak açmak için başını büyük bir derde sokmuÅŸtu. Miranda, Turner’ın kendini onun parlak zırhlı şövalyesi sanması için onu kendi kendine bıraksa iyi olurdu. “Miranda!” Miranda koÅŸarak ön tarafa geldi. “İşte buradayım” dedi ve hızla içeri girerek arkasından kapıyı kapattı. “Orada ne halt ediyordun?”
Son yorumlar