Pursaklar Mutlu Son Masaj Salonu

ankara pursaklar mutlu son “İnsan bedeni yetişkinlik evresine gelir gelmez, üreme içgüdüsüyle harekete geçer ve  Ankara Pursaklar Mutlu Son seks isteği baş gösterir” şek­linde başlangıç yaptı Leonardo. Peşinden kendi çizimlerinden kabul edilen, orijinal adı “II Coito Dell Uomo Hemisected e Donna”yı çıkarıp masaya yaydı. Leonardo da Vinci’nin çizimine odaklanan grubun, kasıklarında istemsiz bir hare­ketlenme oldu. Derhal arkasından gözlerini kaçırıp, bedenle­rindeki ilgiyi zayıflattılar fakat bunu birbirlerine bakmadan, hatta birbirleriyle hiç göz göze gelmeden, sessizce yaptılar. Bir toplulukta biri kazara gaz kaçırır da ötekiler sırf onu utandırmamak için duymazlıktan gelir ya hani, işte öyle ses­sizce geçiştirilen bir utanma anı.

Ankara Pursaklar Mutlu Son

Leonardo da Vinci, açıklamasına idame etmek niyetiyle, çizimdeki böbreküstü bezlerinin olduğu yere parmağını koy­duğu sıra, mevzuşmaktan çok yazmayı sevmiş olduği bilinen Freud, “Üstadım” Pursaklar Mutlu son diyerek söz aldı. “Cinsel eğilimlerin temeli haz- dır. İnsanoğlu daha 0-1 yaşındayken oral yolla hazzı keşfeder ki bu da annesini emme sürecidir. Anne karnında parmak emmeye kadar inen temel içgüdüden söz ediyoruz” dedi.

Zeus ve Hayyam’ın ortak kanısına bakılırsa, insanoğlu seksi başaramıyordu. Öyleyse bu mevzuyu ta en temelden almak lazım diye düşünenler ise Leonardo ve Freud’du. İşleyişin başlangıcını, gövde üzerindeki etkilerini, bedenin sekse etkilerini ele alacaklardı.

“Hâsılı, teknik olarak, böbreküstü ve tiroit bezlerin­de üretilen…” diyerek devam edecek olan Leonardo da Vinci’nin sözü, “Tekniğini s.Keyim!” hiddetlenmesiyle şak diye kesiliverdi. Neyzen’di. Neyzen Tevfik:

Pursaklar Mutlu Son

“hanım zevkten inlemiyorsa, tırnakları etini yırtmı­yorsa ve çığlık çığlığa boşalmıyorsa, tekniğinin ta anasını s.Keyim!”

Fütursuz Neyzen, üstüne aldığı hırpalanmış pardösünün geriye kayan kısmını ufak bir omuz hareketiyle yine ye­rine hoplattı. Rakı kadehini Temel’e doğru uzatıp boşaldı­ğını gösterirken, diğerleri suspus olmuşlardı. Soğuk bir hava esivermişti masada.

Temel, Neyzen’in dellenmesine için için gülüyordu. Şu “Tekniğini s.Keyim” sözünı en son babasından duymuştu.

Leonardo da Vinci’nin çizimine odaklanan grubun, kasıklarında istemsiz bir hare­ketlenme oldu. Derhal arkasından gözlerini kaçırıp, bedenle­rindeki ilgiyi zayıflattılar fakat bunu birbirlerine bakmadan, hatta birbirleriyle hiç göz göze gelmeden, sessizce yaptılar. Bir toplulukta biri kazara gaz kaçırır da ötekiler sırf onu utandırmamak için duymazlıktan gelir ya hani, işte öyle ses­sizce geçiştirilen bir utanma anı.